Reklamı Kapat
Anasayfa > Makaleler > Onze Natuur: Belçika’da Sony VENICE ile Çekilmiş bir Doğa Tarihi Destanı
Onze Natuur: Belçika’da Sony VENICE ile Çekilmiş bir Doğa Tarihi Destanı
18.02.2023 12:13

Onze Natuur veya “Bizim Doğamız”, Belçika’daki yaban hayatı hakkında uzun metrajlı bir film ve altı bölümlük bir TV dizisi. Yaban hayatı uzmanları Pim Niesten ve Dick Harrewijn tarafından Sony VENICE kameralarıyla çekildi.

Bu projeye nasıl başladınız?

Dick: Hollanda’da genelde her yıl birkaç uzun metrajlı doğa tarihi filmi çekilir. Bu filmlerin birçoğunda çalışmıştım, bu yüzden yapımcılar bu işi başarabileceğimi biliyorlardı. Proje, bir televizyon dizisi olarak başladı ancak kurgu aşamasında sinema için de 85 dakikalık bir film yapılmasına karar verildi.

Karşılaştığınız zorlukların bazılarından bahseder misin?

Dick: Burası Belçika, eve yakınsınız ve bu yüzden kolay gibi görünüyor. Çoğu insan film çekmek için zorlu bir yer olduğunu düşünmüyor. Ancak, uzak yerlerde karşılaşılabilecek zorlukların aynısını yaşadık. Kış aylarında -15 C’de kar fırtınasında çekim yaptık ve yaz aylarında aşırı sıcakla mücadele ettik.

Pim: Belçika’da hava durumu çok değişkendir… Bir çeşit hava durumuna göre hazırlanıyorsunuz ama sonra değişiklik oluyor ve bu da plan yapmayı zorlaştırıyor.

Hangi kameraları kullandınız?

Dick: Her ekipte benim de çok sevdiğim Rialto [CBK-3610XS] kitine sahip bir Sony VENICE vardı. Bunlar ana kameralardı. Ayrıca başlangıçta birkaç A7SII’miz vardı. Bunları piyasaya çıkan A7SIII’lerle değiştirdik.

Neden VENICE’i seçtiniz?

Dick: VENICE’i önceki projemde kullanmıştım ve elde edilen görüntüyü, kameranın çalışma şeklini ve yapısını çok beğendim. Ancak bu seçim sadece bana bağlı değildi. Tercihimi Olivier Struyven’e (prodüksiyon şirketi Hotel Hungaria’nın teknik direktörü) ilettim, kamerayı test ettiler ve VENICE’in doğru seçim olduğuna karar verdiler.

VENICE, hayalimdeki ideal kameraya yakın olan ilk kameraydı. Sinema için çekimlerimizi 4K formatında sunmamız gerekiyor, uzman bilgisi olmayan biri bile 6K formatında Full Frame çekimlerle aradaki farkı görebilir. Ancak yine de 4K super 35’in görüntüsü mükemmel. Manzara çekimleri ve panoramik çekimler için Full Frame sinema lensleri, makro çekimler için ise Full Frame makro lensler kullandım. Ancak super 35 mm sensörünüz varsa telefoto çekimleri yapmak çok daha kolay. Bir düğmeye dokunarak Full Frame ve super 35 arasında geçiş yapabilmek harika bir şey.

VENICE’in bu çekimde çok yardımcı olduğu bir şey var mıydı?

Pim: Güzel, sabit çekimleri seviyorum ama aynı zamanda bir şeyi gözler önüne sermek için hareketli çekimler kullanmayı da seviyorum, kamerayı hareket ettirmek çekime heyecan katabiliyor veya çekimi daha dinamik hâle getirebiliyor. Yani, jib kullanmayı seviyorum fakat ağır olabiliyor. Saha için bir skater kamera arabasının yanı sıra bir cep jibi kullanmak istedim ve bu kuruluma uyan tek kamera, uzatma kitine sahip VENICE oldu. Bu, kamera kafasını küçültebileceğim ve istediğim jib çekimlerini yapabileceğim anlamına geliyordu.

Yaban hayatı için Sony VENICE’te bulunan ikili ISO işlevi büyük bir fark yaratıyor. Çoğu zaman, günün geç saatlerinde veya sabahın erken saatlerinde çekim yapıyoruz ve bir noktaya kadar yeterli ışığımız oluyor fakat sonra hava kararıyor ve hayvan davranışları genellikle değişiyor. Dolayısıyla ikili ISO’yu kullanabilmek büyük bir avantajdı.

Yeni bir kamera kullanırken başlangıçta bu kamerayı kullandığım diğer kameralarla karşılaştırırım. Düşünüyorum da o veya bu kamerayı tercih etmiş olabilirim, ancak VENICE beklentilerimi gerçekten aştı. Bir süre sonra karşılaştırma yapmayı bıraktım ve bu güzel bir his. Ayrıca, o kadar güvenilir ki, hiçbir sorun yaşandığını hatırlamıyorum. Nemli, buz gibi soğukta, sıcak yaz aylarında çekim yaptık ve hiçbir sorun yaşamadık.

Sizi en çok zorlayan çekimler hangileriydi?

Pim: Atılan her adım, yapılan her çekim bir mücadeledir, karmaşık ekipmanlarımız var, kontrol edemediğimiz hayvanları çekiyoruz ve doğru zamanda, doğru ekipmanla, doğru yerde olmamız gerekiyor. Bu sadece en yeni veya en iyi ekipmanı kullanmanız gerektiği anlamına gelmez, aynı zamanda hiçbir şeyi unutmadığınızdan emin olmanız gerekir, çünkü genellikle çok uzak bir yerde olursunuz. Organize olmalısınız. Eksik tek bir kablo, bütün bir çekim gününü kaybetmeniz anlamına gelebilir. Küçük bir hata çok pahalıya mal olabilir.

Dick: Bu zor bir soru çünkü her türlü zorlukla karşılaştık. Balık avlayan genç bir balık kartalının çekimi var. Çekimi yapmamız 10 gün sürdü çünkü bu kuş bazen çok uzakta oluyordu, bazen de balık avlamıyordu. Sonuç olarak 10 gün sonra bu çekimi yapabildik.

Peki favori çekimleriniz hangileriydi?

Dick: Öne çıkan birkaç tane sahne var ama özellikle turnaların gelişi favorimdi. Sonbaharda Almanya’dan Fransa’ya güneye doğru seyahat ederler. Rüzgar sert olursa bir gece Belçika’da konaklarlar. Almanya’daki koşullar yola çıkmaları için uygun görünüyordu, ancak neredeyse iki haftayı bekleyerek geçirdik. Sonunda bir Pazar sabahı yola çıktılar ve o akşam bazıları Belçika’daki kıraç araziye indi. Onlara yaklaşmak için gecenin karanlığını kullanıp yavaş yavaş olabileceklerini düşündüğüm yere doğru sürünerek gittik. Sonunda sabahın erken saatlerinde birkaç tanesini görebiliyordum, sonra birkaç tane daha, daha sonra binlerce! Sürünün tam ortasında bulunuyordum ve orada olduğumdan tamamen habersiz şekilde birbirlerine sesleniyorlardı. Yolculuklarına devam etmek için binlercesi havalanmadan önce uyanışlarını filme almak inanılmaz bir deneyimdi.

Peki Pim, senin favorin hangisi?

Küçük kertenkele yavrularının yumurtadan çıkma sahneleri gerçekten gurur duyduğum bir sekans. İlk önce kertenkele yumurtalarını stüdyoda filme aldık. Yumurtadan çıkarlarken kameranın yumurtaların etrafında dinamik bir şekilde hareket ettiği hissini vermek istedim. Bunu başarmak için, gerçek dünyaya uygun şekilde ışıklandırılmış dönen bir set oluşturduk. Yumurtaların ne zaman çatlayacağını bilmiyorduk, bu yüzden onları birkaç gün boyunca sürekli olarak izlemek zorunda kaldık. Asistanım bir hafta boyunca kuvözün yanında uyudu ve hazır oldukları anlaşılınca çekimi yapmak iki gün daha sürdü. Daha sonra tren raylarına gidip taşların altından çıkan kertenkeleleri filme almamız gerekiyordu. Görüntülerle gerçekten gurur duyuyorum, yumurtalarda oluşan ilk çatlaktan kertenkelelerin taşların arasından çıkışına kadar filme aldık, herhangi bir söze ya da yoruma yer bırakmadık.

Bu işi yapmayı düşünen birine tavsiyeniz ne olur?

Dick: Doğa tarihi filmi çekmek bir uzmanlık alanıdır, sadece telefoto lensin nasıl kullanılacağını öğrenmek yeterli değildir, hayvanın ne yapacağını, nerede olacağını anlamak ve tahmin etmek gerekir. Kendinizi nasıl kamufle edeceğiniz ve doğal ortama nasıl karışacağınız önemlidir. Bu çok tatmin edici bir iş ama hayvanlara yakın olmak için günlerce gizlenerek arazide uyudum.

Pim: En önemli şey insanlarla iyi geçinmek. Küçük bir ekiple zorlu koşullarda vahşi doğadasınız, bu yüzden insanlarla iyi geçinmelisiniz. Bir hikaye anlatmak için yaratıcı yollar bulabilmeniz ve bunları, çekimleri ilgi çekici bir hale getirmek için sahip olduğunuz ekipmanla birlikte kullanmanız gerekir. Ama aynı zamanda, bir yaban hayatı film yapımcısı olarak konunuzu bilmeniz, ona tutku duymanız gerekir ve bu öğrenebileceğiniz bir şey değildir, içinizde ya vardır ya da yoktur.

ETİKETLER
En Çok Okunanlar
Dergi