Reklamı Kapat
Anasayfa > Makaleler > Tarihi Kurtarmak Bir Restorasyon Serüveni
Tarihi Kurtarmak Bir Restorasyon Serüveni
21.02.2023 12:28

Bir önceki çalışmamızda naklen yayıncılığın ilk dönem öykülerinden bir demet sunmuştuk. Şimdi o büyük öykü içinden bir bölümü cımbızlayacağız. 


Avrupalı düşündüğünü ve yaptığın kayıt altına almayı çok iyi beceriyor. O nedenle tarihin de bilimin de sopası adamların elinde. 

Ülkemizdeki radyo ve televizyon yayıncılığının ve hatta yazılı basının bile doğru düzgün kitaplaştırılmış bir tarihi ve korunmuş tarihi malzemesi yok. 

Sohbet masalarında anlattıkları öyküler ansiklopedileri dolduracak olan spor yazarlarımızın kaç tanesi bunları kitaba döktü? Kahkahalarla güldüğümüz, bir o kadar şaşırdığımız gerçek tanıklıkların hangi birisi kayıt altına alındı? Spor tarihimizin ilk dönemlerini yaşamış, elinde kitaplar, fotoğraflar, belgeler olan abilerimiz öte tarafa gittikten sonra o muazzam kütüphaneleri ne olacak? 

Peki kişilerden kurumlara geçelim. Geçen yazımızda BBC’nin 1953’teki yayınına ait detayları ve fotoğrafları paylaşmıştık. Merak eden görüntülerini de izleyebilir. 

Peki TRT’nin gerçekleştirdiği ilk naklen yayının notları nerededir? Fotoğraflar, kayıtlar, görüntüler, bilgiler niye tutulmamıştır? Akdeniz olimpiyatlarında kullanılan ilk (hibe) naklen yayın aracımızın dışardan birkaç fotoğrafı dışında bir kaydı yok. İlk naklen yayınımızda kaç kamera kullanıldı, bunlar nasıl yerleştirildi, hangi kameralar, hangi objektifler kullanıldı, yayın nasıl gerçekleştirildi? Kaç ülkeye yayın aktarıldı? 

Bugün yaşıyorsa birkaç TRT çalışanının şahsi arşivinde birkaç fotoğraf ve belleklerde silinmeye mahkum birkaç anı, o kadar.

Ükemizin ilk televizyon yayıncısı İTÜ yine içsel çalışmasıyla hazırladığı kitabını satışa sundu. Doğru bildiğimiz pek çok yanlıştan döndük. Yakın zamana kadar ülkemizin ilk televizyon yayıncısı TRT olarak biliniyor ve öğretiliyordu. Oysa TRT’den önce 16 yıl boyunca birileri yayıncılık yapmış hatta teknik cihazlar üretmişti. İTÜ bu kitabı çok önceleri hazırlayıp sunabilseydi bu yanlışlar da olmayacaktı. Elde birkaç fotoğraf, bir kamera kalmış. Bereket versin o yayın döneminin öykülerini olabildiğince derlemiş kitabı hazırlayanlar.1

 

Geçenlerde kaybettiğimiz Halit Kıvanç ise kurumların yapamadığını başarıp birebir yaşadığı televizyon tarihini anlattığı bir kitap yazmış. Neredeyse yegane yayıncı kalemşörümüz.2

Ülkemizin kurumsal yayıncısı TRT, daha yeni yeni başlattığı arşivleme çalışmalarını sürdürüyor, kurduğu müzeyi genişletiyor, radyo/tv yayıncılığı üzerine hazırlanan akademik çalışmaları basıyor, depolarındaki malzemeyi dijital ortama aktarıyor. Geç olsun ama olsun.

Avrupalı ise yeniyi yapmak kadar eskiyi de korumayı çok iyi başarıyor. 

BBC, TRT’nin de örnek aldığı müthiş bir eğitim/arşiv/müze altyapısına sahip ve sürekli de geliştiriyor. Ayrıca elindeki eskimiş teknolojik malzemeyi de doğru değerlendirip paraya çeviriyor, depolarda hamallığını yapmıyor. BBC’nin geçmiş yıllarda dünya yayıncılığına iz bırakarak tarih sahnesinden çekilmiş canlı yayın araçlarından birkaç tanesi yeniden hayata kazandırdı. İşte bu projelerden birisi MCR-21.

MCR (Mobile Control Room)3 serisi araçlardan birkaç tanesi zamanın yıpratıcılığından kurtulup bugünlere erişti. Bazıları bireysel, bazıları kurumsal projelerle hurda halinden işler haline eriştirildi.

1963 model MCR-21’in de böyle bir öyküsü var. 

MCR-21’in eşi olan MCR-19, orijinal haliyle 1963 Kasım ayında BBC’nin ana binasının önünde. Aracın yanındaki direk karasal link anten direği.

BBC tarafından İngiliz Pye Electronics4 firmasına siyah-beyaz 4 kameralı olarak sipariş edilen 10 araçtan üçüncüsü MCR-21.

Araç, İngiliz karoser üreticisi Marshall’s of Cambridge tarafından o günlerin tanınmış kamyon markası Commer şasesi üzerine inşa edildi. Dönemin önemli elektronik firması Pye tarafından hazırlanıp MCR-21 adıyla hizmete başlayan naklen yayın aracı, BBC nin o dönemdeki pek çok canlı yayın işinde önemli rol oynadı. 

Galler Prensi’nin üniforma töreni, Winston Churchill’in cenazesi, Wembley’de düzenlenen 1966 Dünya Kupası, futbol maçları, at yarışları, kürek yarışları, golf, kriket ve tenis maçları gibi pek çok işte görev yapan MCR-21, 1977 yılına kadar faal olarak kullanıldı.

Prodüksiyon Masası
Monitör Duvarı
Kamera Kontrol

Üstteki resimde MCR-21’in içi görünüyor. Prodüksiyon masasının sol tarafında iletişim için kullanılan telefon santralı, ortada ton kontrolü olmayan, giren sinyali doğrudan çıkışa ileten 20 kanallı (10-4-6 gruplamalı) ses masası, onun sağında 10 kanallı, mix/wipe/luminance key seçenekli resim masası ve en sağda da prodüksiyon asistanının oturduğu ve iletişim ile akışı takip ettiği bölüm görülüyor.

Yandaki resimde görünen teknik cihaz dolaplarında CCU (Camera Control Unit), SPG (Sync Pulse Generator), Dağıtım Amfileri, Test Sinyali Üreticisi, Manyetik Makara Bant Okuyucu/Kaydedici cihaz (teyp) bulunuyor. 
Bu resim monitör duvarının arkası.  
Resim monitörleri ve sinyal osiloskopları, voltaj regülatörleri, ve bolca kablo bağlantısı var. 4 kameranın güç üniteleri, beşinci kamera ünitesi için de boş yer bırakılmış. Geleceğe hazırlık bu olsa gerek.

 

 

1963 model PYE MK6 Taret objektifli kameralar
MK6 kameralar farklı objektif setlerine sahipti.

12 Kasım 1963 tarihinde BBC’nin envanterine giren MCR-21’in ilk dış yayın görevi 18 Nisan 1964 tarihinde Wembley’de düzenlenen Salon Atletizm Şampiyonası’ydı. BBC, elinden yüzlercesi geçmiş olan araçların görev çeteresini kalem kalem yazmış. Yukarda sözü ettiğim kayıtçılık bu işte. 

1963 Haziran ayında henüz hiç kimsenin renkli görüntülerini izleyemediği 2 adet Philips PC60 renkli kamera araca takıldığında renkli TV alıcıları henüz yaygınlaşmamıştı. 

 

 
Philips PC60 3 Tüplü Renkli Kamera

Aracın eski kameraları 1972 yılında EMI 2001 model kameralarla değiştirildi. Bu süreçte MCR-21 adı LO-21 olarak listelere yazılıyordu.

 

 

EMI 2001 4 Tüplü Renkli Kamera

MCR-21’in son işi de 9 Eylül 1976’daki Goodwood At Yarışları oldu.

Araç 1977 yılında eskiyen teknolojisi nedeniyle emekliye ayrıldı ve 1979 da satışa çıkarıldı. MCR-21 amatör radyocu ve elektronik meraklısı Brian Summers tarafından hurda fiyatına satın alındı.

Brian Summers-2008

 

BBC, resim masası dışında kullanılabilecek ne varsa söküp almıştı içinden. MCR-21 in ilk kurulduğu orijinal halinden pek eser yoktu. Bu nedenle Summers ciddi bir araştırma sürecine girdi, eski fotoğrafları ve teknik çizimleri buldu. MCR-21 ile eş olarak yapılan MCR-28’in fotoğrafları örnek alarak aracı projelendirdi. Summers, 1980’lere kadar etraftan toplayabildiği dönemine uygun elektronik parçalarla aracı tamamlamaya çalıştı. 

Ancak aslına uygun restorasyon için ciddi mali kaynak gerekliydi, Summers pekçok kuruma başvurdu. Masrafları çıkartabilmek için aracı gösterilerde kullandı ama bütün bunlar yetmiyordu.  Yoğun bir iş hayatından sonra emekli olan Summers, evinin bahçesinde duran MCR-21’i tekrar 1963’teki haline kavuşturmak için kolları sıvadı. 

1990 yılına kadar Summers’ın bahçesinde çürümeye yüz tutan MCR-21 sonunda 99.000 poundluk restorasyon fon desteği ile yeniden hayat buldu.

Çalıştığı dönemdeki teknisyenlerden destek alınarak aracın iç aksamı bulundu, tamir edildi ve tamamlandı. Araç mavi renginden, orijinal ingiliz yeşiline boyandı.

BBC MCR21 Kurulumundaki Araç Özellikleri:

  • 12 Kasım 1963 tarihli lisans ve 388EXH numaralı plakayla tescilli.
  • Commer C76Z şasesi üzerine altı silindirli 4.9lt. dizel motor.
  • Kasa imalatçısı Marshalls of Cambridge
  • Teknik kurulum Pye.

Araçta kurulumu yapılmış olan teknik malzeme:

  • 4 adet Pye Mk6 Image Orthicon kamera
  • Pye 20 kanal ses mikseri
  • BBC 10  kanallı MX tip resim masası
  • 6 Adet 14 inch Pye resim monitörü
  • 1 adet 17 inch Pye çıkış referans monitörü
  • Tektronix 5xx osiloskop
  • Prodüksiyon masası
  • Teknik masa.

Aylar süren temizlik, boyama, motor tamiri, orijinal cihazları temin etme, bozuk cihazları onarma, sökülmüş cihazları yerleştirme çabalarının ardından Ağustos 2019’da araç çalışır halde Amberley Müzesinde sergilendi. 1963’ten zaman yolculuğuyla gelmiş gibi gıcır gıcır duran MCR-21 büyük ilgi çekti. Televizyon kanalları, gazeteler, sektörel dergiler pek çok haber yaptı. Summers ve arkadaşlarının uzun süre bekleyen hayalleri gerçeğe dönüşmüştü.



Şimdi gelelim çuvaldızı kendimize batırmaya. Yukarıda gözünüze fısıldadık herşeye “kayıtsız” kalışımızı. Yine de hiçbirşey için geç değil. Ülkemizin ilk televizyon yayıncılığına ait belge ve malzemelerden bir kısmı İTÜ’nün elinde mevcut. Henüz bu konuyla ilgili tematik sabit müze kurmadılar. Malzemelerin çoğu zamanında TRT’ye devredildiği için ellerinde ne var belli değil.

TRT ise bünyesindeki Yayıncılık Tarihi Müzesini 1981’de kurdu. Müze Kültür Bakanlığı tarafından 1994 tarihinde özel müze statüsüne alındı. Ancak OR-AN Dikmen’deki devasa yayın tesisinde bulunan müzenin kurulumu çok daha yakın bir tarihe ait (Aralık 2012). İşin ilginç tarafı, TRT’nin bütün malzemesi demirbaş olduğu için hala depolarda saklanıyor. Çakırlar’da bulunan depoda modeli geçmiş, kullanımdan kalkmış bazı cihaz yedeklerinin ambalajında durduğu şehir efsanesi yaygındır. Dünyadaki yayın teknolojilerini yakından izleyen ve sürekli cihazlarını güncelleyen TRT’nin, çalışır eski cihazlarını iletişim okullarına hibe etmesi konusunda eskiden çok uğraşıldı. Ama devletin malını kimseye hibe edemediler. Çok sonraları bireysel çabalarla bazı okullara ve İstanbul’daki Türker İnanoğlu Vakfı (TURVAK) Müzesi gibi yerlere hibeler gerçekleşebildi.6 

Almanın bize yaptığını biz bize yapamadık yani anlayacağınız.

1990’lı yıllardan önce stüdyosu, kamerası, kurgu setleri olan iletişim bölümü bulmak mümkün değildi. Bizim okuldaki turuncu renkli JVS-KY serisi EFP kamerayı ara sıra depo dışında görmek bile mucizeydi. Geçti gitti o günler. Şimdi donanımlı stüdyoları olan iletişim bölümlerimiz var. Zaten kimsenin depolarda kilitli tutulan cihazlara ihtiyacı kalmadı artık, hepsini cebimizde taşıyoruz.

Yani sözün özüne dönelim, TRT’nin elinde muhtemelen kocaman bir binayı tıka basa dolduracak kadar eski cihaz bulunuyor.

06 FY 730 plakalı aracın Ankara Orkut Stüdyosu binası önünde çekilmiş fotoğrafı.

Ve elbette canlı yayın araçları da. MCR-21’e yapıldığı gibi, TRT’nin ilk televizyon canlı yayın aracı bulunup böyle bir restorasyonla müzeye katılabilir. 06 FY 730 plakalı bu aracın Alman NDR’dan hibe7 olarak geldiğini ve 1971’deki İzmir’de gerçekleşen Akdeniz Olimpiyatlarında kullanıldığını biliyoruz. 

Mercedes-Benz’in 1952’de piyasaya sürülen arkadan motorlu ilk nesil modellerinden 6600H kasalı bu araç, Fernseh KOK101C model 4 kamerayla donatılmıştı. 3 inch Image Orthicon tüplü8 KOD3 kameralar Fernseh GmbH’nın9 o dönemdeki en büyük atılımıydı ve tüm dünyaya 1000 adetten fazla satıldı. Ama diğer teknik donanım hakkında bilgimiz yok. Aşağıda fotoğrafı görünen kamerayı TRT’nin OR-AN binasındaki müze salonunda inceleyebilirsiniz.

 

Fernseh GmbH KOD3 Siyah Beyaz, Taret Objektifli Televizyon Kamerası (1957)

 

Orthikon Kamera Tüpü
TRT Müzesi
TRT Kameramanı Fernseh Model Kamerayla Çalışırken

Akdeniz Oyunlarının yayını için kullanılacak olan araç önce denenmeliydi. 3 Ekim 1971 Pazar günü saat 16.00’da İzmir Alsancak Stadı’nda oynanan Karşıyaka ile İstanbulspor 1. Lig futbol maçı sadece İzmir ve çevresine bu araç sayesinde canlı yayınladı. 1971-72 sezonu 5. hafta maçını Cemil Turan’ın iki golüyle İstanbulspor galip bitirmişti.

Maçın canlı yayınında çalışan ekip listesi ise, konudan söz eden internet sayfasında10 şu şekilde yer alıyor: Teknik müdür Fahrettin Meriç’in başkanlığında Turgut Gürel, Sayıl Dinçsoy, Ramiz Sönmez, Ali Örs, İsmet Aras, Haşmet Battal, Yücel Doruk, Kaynak Gültekin, İsmail Burak, Orhan Mengen, Cural Can, Utku Gürel, Yüksel Ünsal, İsa Okutan, Ali Tırpancı, Vasıf Moray ve nöbetçi program şefi Türker Atakan.

Bu deneme yayınından 3 gün sonra ülkemizin ev sahipliğini üstlendiği 6. Akdeniz Oyunları açılış töreni ve spor müsabakalarının yayınları yapılacaktı. İzmir Atatürk Stadı Akdeniz Olimpiyatları için yapılmıştı ve ülkemizin uzun süre en büyük stadı olarak varlığını korudu. Akdeniz oyunları bünyesinde yapılan müsabakalardan arta kalan bölük pörçük görüntülerde tribünlerin epeyce boş olduğunu görmek mümkün. Yani devasa stadlar ve salonlar yapmakla iş bitmiyor, o tesisleri kullanacak ve tribünlerini dolduracak sporcu yurttaşlar da yetiştirmek gerekiyor. Bugün daha da vahim olarak gözlemlediğimiz gibi.

Dönelim FY 730 plakalı ilk naklen yayın aracımıza. Aracımızın kapalı otoparkta park etmiş bir fotoğrafı elimize geçti ancak hala orada mıdır, yoksa çoktan hurdacıyı boylamış mıdır bilmiyoruz. Aynı dönemde bu aracın bir eşi daha gelmiş Almanya’dan. O da Ankara Televizyonu Orkut Stüdyosu’nda hizmete başlamış. Bu fotoğrafta iki aracı birden park edildikleri garajda peşpeşe görebilirsiniz. 

TRT, Ankara Bahçelievler son duraktaki Arı ve Orkut Stüdyolarını yıllarca kullandı. 1971’de Almanya’dan gelen naklen yayın araçlarının birisi sürekli olarak Orkut Stüdyosu’na bağlanarak mobil reji olarak kullanıldı. Üstteki resimde o araçla birlikte gelen taretli siyah beyaz kamerayı ve kameramanı (rahmetli Vural Can) görüyorsunuz. Orkut Stüdyosunun bu operasyonel sistemi benim ayrıldığım 1990 yılına kadar farklı canlı yayın araçlarıyla aynı şekilde sürdü. 

TRT’nin en kısa zamanda ilk canlı yayın aracımızı karanlıklardan çıkartıp Türk Yayıncılık Tarihi’ne kazandırmasını umut ediyorum. 

Sonrasında yine Alman yapımı, Bosch/Telefunken ekipmanlı mavi naklen yayın araçları geldi TRT’ye. Onları da başka yazıda anlatırız.


  1. Ülkemizdeki ilk TV yayıncılığının öyküsünü incelemek isterseniz İTÜ yayınlarından çıkan “Televizyon diye bir şey varmış. Türkiye’de televizyonculuğun başlangıç öyküsü: 1951-1971 İTÜ TV “ kitabını okumalısınız.
  2. Telesafir - Halit Kıvanç- 2002
  3. BBC için ilk naklen yayın araçları savaştan önce yapıldı. Bunlar MCR1 ve MCR2’ydi. Savaştan sonra naklen yayın araçlarının numaralaması en son siyah-beyaz araç olan MCR28’e kadar böyle sürdü. Renkli Televizyon teknolojisinin kullanıma başlamasıyla birlikte BBC yeni aldığı canlı yayın araçlarının kodlamasını değiştirdi ve sayılar baştan başladı.C (Color-Renkli) ibaresinin eklenmesiyle CMCR1 serisi başlamış oldu.
  4. Pye Ltd, 1896 yılında Cambridge’de Cavendish Laboratuvarı atölyesinin sorumlusu William Pye tarafından bilimsel cihaz üreticisi olarak kurulmuş bir elektronik şirketiydi. 1914 yılında 1. Dünya savaşının patlak vermesiyle askeri teknoloji çalışmalarına talep artınca 40 kişilik personeliyle araştırma-geliştirme için kullanılan techizat üretmeye başladı. Şirket, 1960 yılında EKCO ile birleşti. Hollandalı Philips, 1967’de çoğunluk hissesini satın aldı ve daha sonra da şirketin tamamını satın aldı.
  5. https://mcr21.org.uk/  (Projenin tam olarak anlatıldığı ve süreçlerin paylaşıldığı internet sayfası)
    https://www.youtube.com/channel/UCmB--mGL3Qbs-NHWpJPbtKw (Projenin videolarının bulunduğu youtube kanalı)
    https://www.tvcameramuseum.org/index.html (Gelmiş geçmiş pek çok televizyon kamerasının fotoğrafları, teknik dökümanları)
  6. https://turvak.com/?m108/baslangictan-bugune-televizyon-yayin-ve-yapim-cihazlari
  7. TRT Mithatpaşa Stüyolarından (Ankara Mithat Paşa Caddesi 47 ve 49 numaralı binaların zemin katlarının birleştirilmesi ile elde edilen ‘yayın merkezi’) yapılan ilk yayınlarında kullanılan TV malzemesi de Alman NDR Hamburg Stüdyolarında kullanılmış hibe cihazlarla gerçekleştirildi. Ülkemizde başlangıçta etkili olan BBC stilinden Alman etkisine geçişin en önemli taşıyıcısı bu hibe ile gerçekleşmiştir. 
  8. Image Orthikon görüntü tüpleri – Amerikan RCA’de çalışan Albert Rose, Paul K. Weimer, ve Harold B. Law tarafından 1939’da geliştirildi. 1968 yılına kadar Amerika’daki TV yayınlarında kullanıldı. 1943’te NDRC (National Defense Research Committee) ye ısmarlanan geliştirme çalışmaları sonunda daha hassas olan Image Orthicon tüpler yapıldı. İlk önce Amerikan Ordu’su’nun hizmetine sunulan yeni nesil tüpler sivil yayıncılara 1946 yılından sonra satılmaya başlandı.İçinde bir yükselticisi olan orthicon tüpler insan gözüne benzer logaritmik ışık hassasiyet eğrisine sahiplerdi ve  mum ışığında bile resim üretebiliyordu. Ancak bununla birlikte yüksek ışıklı alanlarda literatüre “blooming” olarak giren objenin etrafında gölgeleme hatası veriyordu. Orthicon tüpler hassasiyet gerektiren ilk renkli kameralarda da kullanıldı.
  9. Fernseh GmbH – Firma Fernseh AG olarak Berlin’de 3 Temmuz 1929 tarihinde 100.000 Reichsmark başlangıç sermayesi ile kuruldu. Kurucuların isimleri şampiyonlar liginden: John Logie Baird, Robert Bosch, Carl Zeiss ve D.S. Loewe. Bu dört ismin kendilerine ait şirketleri vardı. İngiltere’nin ilk TV çalışmalarını yapan John Baird’ün Londra’da Baird Television Ltd., Zeiss’ in Dresden’de bir kamera şirketi, DS Loewe’ün Berlin’de bir şirketi ve Robert Bosch’un Stuttgart’ta Robert Bosch GmbH adlı bir şirketi vardı. Fernseh AG, geleceğin muhteşem makinesi televizyon üzerine hem araştırma hem de üretim yaptı. 1939 da Bosch şirketin tamamını satın aldı. 1952’de tesis Darmstadt’a taşındı. Artık üretilen kameralar Bosch Fernseh olarak tanınıyordu.1967 yılında firma ilk renkli TV malzemelerini üretti. 26 Ağustos 1967’de Almanya’da ilk renkli TV yayını Bosch’un naklen yayın aracıyla gerçekleştirildi. Kısa zamanda NDR, ZDF, WDR kanalları da Bosch’dan renkli canlı yayın araçlarını aldılar. 1972 de ismi Fernsehanlagen olarak değiştirilen firma, Münih’teki yaz olimpiyatlarının bütün yayın malzemesini sağladı. 1972’den sonra Moskova Televizyonu için SECAM sistem üretimine başladı. 1986 yılında Hollandalı Philips ile ortaklık kuruldu ve firmanın adı BTS (Broadcast Television Systems) oldu. 1995 te Philips firmanın tamamını aldı.2001 yılında Philips’in bu bölümü Fransız Thomson’a satıldı. Thomson, Amerikan Tektronix’in devamı olan Grass Valley’i bünyesine kattı. Fernseh’in Darmstadt tren istasyonunun yanındaki fabrikası Weiterstadt’a taşındı. 2014 yılında Grass Valley Amerikalı Miranda’nın da sahibi olan Belden’e satıldı.Weiterstadt’daki Thomson Film hisseleri 2008’de halka açıldı. Adı DFT Digital Film Technology olarak değiştirilen firma, 2012’de Hindistanlı Prasad Group’a devredildi.
  10. https://www.sinemamuzik.com/detay/turkiyede-ilk-naklen-futbol-maci-yayini-50-yil-once-yapildi
    Üzücüdür ki bu haberde hatalı olarak bu yayının ilk naklen futbol maçı olduğu belirtilmiş. Oysa ülkemizde televizyonda yayınlanan ilk maç İTÜ Televizyonu tarafından Mithatpaşa Stadı’ndaki maçın yayınıdır. Tarih 12 Kasım 1961. Türkiye – SSCB Dünya Kupası Eleme Maçı. Stada kamera sokulmasına izin verilmediği için İTÜ Taşkışla çatısına kamera kurulur. Kameraya bir de Tele Objektif uydurulur. İTÜ mühendislerinin planlı-projeli işi. Kameranın başına Aldo Dorfani geçer. Bildiğin korsan yayın. Ama güneş ışığı ve ısısı, dış hava koşullarından kamera etkilenince tüplerden biri patlar. Görüntünün üzerine Halit Kıvanç’ın radyo anlatımındaki sesi  de bindirilen deneme yayını biraz kısa da sürse ülkemizdeki ilk televizyondan canlı yayınlanan maç olarak tarihe geçmelidir.
YAZAR HAKKINDA
Teoman Kozan
Televizyon Yönetmeni | teomankozan@gmail.com
En Çok Okunanlar
Dergi